Hipertansiyon kan basıncının yüksek olmasıdır. Çocuklarda tansiyon yoktur düşüncesi doğru değildir. Her yaş grubunda hipertansiyon olabilmektedir. Son yıllarda özellikle kötü beslenme alışkanlıklarının artmasına ve bilgisayar ve play station gibi oyunların kullanımının artmasına bağlı olarak sedanter bir yaşamın etkisi ile obezite sıklığı artmıştır. Bu nedenle hipertansiyon sıklığı da artmaktadır.
Çocukluk yaş grubunda hipertansiyonun çoğu zaman belirtisi olmaz. Bu nedenle her çocukta >3 yaşından sonra rutin olarak tansiyon her muayenede ölçülmelidir. En sık görülen belirtiler baş ağrısı, kulaklarda çınlama, görmede bozukluk, küçük çocuklarda ciddi huzursuzluk, kusma ve karın ağrısıdır.
Hipertansiyon çocuklarda erken tanınıp tedavi edilmez ise son derece ciddi sonuçlarla karşımıza çıkabilir. Özellikle uzun süren kan basıncı yüksekliği kalbe, böbreklere ve göze ciddi zararlar verebilir ve beyinde ciddi problemlere de yol açabilir. Çocukluk döneminde başlayan hipertansiyonun erişkin dönemde devam etme olasılığı da çok yüksektir.
Erişkin dönemde görülen hipertansiyonun aksine çocuklardaki hipertansiyonun çoğu zaman önemli bir nedeni vardır. Bunlar arasında en önemlisi ve ilk bakılması gereken organ böbreklerdir. Basit bir tam idrar tetkiki ve böbrek ultrasonu (renkli Doppler dahil) her hastada bakılmalıdır. Kanda böbrek fonksiyonları da değerlendirilmelidir. Eğer böbrek fonksiyonlarında bozulma veya böbreklerde doğuştan bir problem tespit edildi ise çocuk nefroloji tarafından değerlendirilmesi şarttır. Kalpten çıkan aort damarının inen kısmında olan darlık mutlaka araştırılması gerekir. TÜM HASTALARDA EKOKARDİYOGRAFİ ŞARTTIR. Yine göz muayenesi de her hastada yapılmalıdır.
Bazı çocuklarda heyecan veya strese bağlı hastanede ölçülen tansiyon değerleri yüksek çıkabilmektedir. Bu durumda 24 saatlik tansiyon holter tetkiki çok değerlidir. Eğer 24 saatlik tansiyon holter tetkikinde tansiyon değerleri normal çıkar ise beyaz önlük hipertansiyonu olduğu kabul edilir.
Hipertansiyonu olan çocuklarda uygun kiloda ve uygun vücut kütle indeksine sahip olmak için uygun bir diyet yapılmalıdır. Düzenli bir yürüyüş yapmak tüm hastalarda önerilir. Haftada 4 gün günde 30 dk yürümenin, kan basıncı üzerine ciddi anlamda olumlu etkisi olduğu gösterilmiştir. Tüm hastalarda tuz kısıtlaması yapılmalıdır. Eğer bu önlemlerle hipertansiyon kontrol altına alınamaz ise ilaç başlanmalıdır. Hastalarda hipertansiyona bağlı göz problemi, böbrek sorunu ve kalpte problem oluştu ise veya ek olarak kolesterol yüksekliği, açlık kan şekerinin yüksekliği gibi ilave hastalıkların olması durumunda mutlaka kan basıncını düşürmek için ilaç tedavisi başlanmalıdır ve düzenli olarak takip edilmelidir.
Hipertansiyonu olan çocuklarda düzenli olarak çocuk kardiyoloji takibi şarttır.